30 Mart 2015 Pazartesi

SAİD NURSİ..

(Yaşar Nuri Öztürk-Kur’an’ın Temel Buyrukları sayfa-99-100 )

Bir toplum veya zümrede Kur’an dışında tartışma üstü kitap, peygamber dışında tartışma üstü
kişi varsa, o toplum ve zümre nüfus kağıdı ve iddiası ne olursa olsun MÜSLÜMAN DEĞİLDİR.
İş bununla da bitmez, böyle bir toplum ve zümre, Kur’an’ın açık beyanlarına göre MÜŞRİKTİR.
Kişi veya gurupların hatırı için bunu görmezlikten gelen veya tevil edenler ise şirke destek veren ZALİMLERDİR... Ne yazık ki, İslam dünyası, bu arada Türkiye böyle bir ŞİRK felaketinin kucağına
düşmüş durumdadır. Kur’an’ın yanında hatta bazen ondan önce güven kaynağı, tartışma üstü
kaynak kabul edilen yüzlerce kitap vardır. Bunların başında, tartışma üstü tutulan bazı hadis kitapları
gelmektedir. Tarikat, mezhep ve fırkaların tartışma üstü tutulan ve sayıları yüzleri bulan zübürleri de
dinin tartışmasız kitabı olarak algılanmakta, onu en küçük anlamda eleştiriye tabi tutanlar zındık ve kafir ilan edilmektedir. Hatta bunlar içinde örneğin, Nurculuğun değişik kollarında bu zübürlerin dilini
sadeleştirmeye kalkanları bile sapıklıkla itham edenler vardır.
Bu fırkalar, efendilerinin zübürlerini esas alarak Kur’an’ı düzeltirler ama, Kur’an’ı esas alarak o
zübürleri düzeltmeye asla yanaşmazlar. Çünkü bizzat kendi beyanlarına göre Kur’an nasıl Tevrat
ve İncil’i tastikleyen kitapsa SAİD NURSİ’nin risaleleri  de –haşa- Kur’an’ı tastiklemektedir.
Yani bu tarikat mensuplarına göre, Nur Risaleleri’nin sözleri Kur’an ayetlerinin–haşa- delili sayılmaktadır.......
(Mevlana’da  yazdığı önsözde Mesnevi’nin Kur’an’ın delili olduğunu söylemiştir. Nur Risaleleri ile
Mesnevi’ye atfedilen bu ortak özellik, Nurculuk ile Mevleviliğin; tarikat ile tasavvuf anlayışının
bünyelerinde şirk unsurlar barındırma, şirke sapma konusunda benzer özellikler taşıdıklarını gösterir..)
Peygamberin bile hata yapabileceğini, ancak bu hatalarının ilahi vahiyle düzeltildiğini bildiren bir
kitabın mensubu olduğunu söyleyenler, nasıl oluyor da kutsal ilan ettikleri bazı kişilerin hatasız ve
tartışma üstü olduğunu kabullene biliyorlar? Böyle bir kabulle, Kur’an’ın insan ve Allah anlayışını
yan yana tutmak asla mümkün değildir.
Bu yoldaki kabullerin sahiplerinin en kısa zamanda genel bir tövbe ile Allah’tan af dilemeleri ve
Kur’an’a dönerek imanlarını tazelemeleri gerekir...”

Zekeriya Beyaz, Said Nursi ve Nurculuk adlı kitabının 248. ve 249. sayfalarında Said Nursi ile ilgili
şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor:
 “Said Norsi diyor ki:
‘Birden bir ihtar-ı gaybi gibi kalbime denil ki: İmam-ı  Ali radıyallahü anhu Risale-i Nur ile çok meşguldür.’
‘Hatırıma geldi ve manen denildi ki..’
‘Kalbime denildi ki..’
‘Gelen cevap manevi canipten geldi. Bana denildi ki..’
‘Birden bir ihtar-ı gaybi ile kat-i kanaat verecek bir surette kalbime geldi. Denildi ki..’
‘şiddetli bir ihtar ile kalbime denildi ki..’
‘ Manevi bir ihtar ile bir iki ince meseleyi size yazıyorum.’
  Said Norsi’nin kitaplarını incelerken sık sık şöyle sözlerle karşılaşıyoruz.
‘Kalbime ihtar edildi, denildi ki..’
‘Size şu meseleleri bildirmem bana ihtar edildi, denildi ki..’
Bazen de ‘bana yazdırıldı’ veya ‘yazdırılmadı’ gibi cümleler kullanıyor. Ancak kimin ihtar ettiğini, kimin
bildirdiğini ve kimin yazdırdığını hiç açıklamıyor ve söylemiyor.
böylece bizim zihnimizde bir takım önemli sorular oluşuyor. Şöyle ki:
1-        Said Norsi’ye kitaplarını bir başkası mı ihtar edip bildirmektedir? Bir başkası mı yazdırmaktadır?
2-       Said Norsi’nin kalbine ihtar edip bilgiler veren ve bu bilgileri insanlara açıkla veya yaz diyen
       kimdir?
3-   Allah tarafından mı ihtar edilip bilgi verilmekte ve yazdırılmaktadır?
4-  Acaba bir melek mi söyleyip bildirmekte ve yazdırmaktadır? Öyle ise o meleğin adı nedir?
       5-  Yoksa Allah doğrudan kendisi ile konuşup bilgiler ve insanlara duyurmak için emirler mi veriyor?
       6-  Eğer öyle ise Said Norsi kendisine vahiy geldiğini mi söylemek istiyor?
       7-  Öyle ise Risale-i Nur kitapları kutsal kitaplar mıdır?
      8-  O halde kendisi de yeni bir peygamber midir? Yalancı peygamber midir?
      9-  Eğer peygamberliğini ilan ediyorsa, o zaman yeni bir din mi getirmiştir? Peki bu yeni dinin adı
             nedir? Ve ümmeti kimlerdir?
      10-  Neden gerçeği açıkça söylemiyor da, insanları böyle şüphelere düşürüyor.
      11- Yoksa kendisini ve yazdığı kitapları kutsallaştırmak için, halkı aldatmak için böyle esrarengiz
              hileler mi yapıyor? 
       12- Yoksa Said Norsi akıl hastası mıdır?
Kısacası bu sorular zorunlu olarak aklımıza geliyor fakat cevaplarını da bilmiyoruz. .”             

Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK 

kuranpenceresinden@hotmail.com
                                                          



Hiç yorum yok:

SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....