(Yaşar Nuri Öztürk-Kur’an’ın Temel
Buyrukları sayfa-99-100 )
“Bir toplum veya zümrede Kur’an dışında
tartışma üstü kitap, peygamber dışında tartışma üstü
kişi varsa, o toplum ve
zümre nüfus kağıdı ve iddiası ne olursa olsun MÜSLÜMAN DEĞİLDİR.
İş bununla da bitmez,
böyle bir toplum ve zümre, Kur’an’ın açık beyanlarına göre MÜŞRİKTİR.
Kişi veya gurupların
hatırı için bunu görmezlikten gelen veya tevil edenler ise şirke destek veren
ZALİMLERDİR... Ne yazık ki, İslam dünyası, bu arada Türkiye böyle bir ŞİRK
felaketinin kucağına
düşmüş durumdadır.
Kur’an’ın yanında hatta bazen ondan önce güven kaynağı, tartışma üstü
kaynak kabul edilen
yüzlerce kitap vardır. Bunların başında, tartışma üstü tutulan bazı hadis
kitapları
gelmektedir. Tarikat,
mezhep ve fırkaların tartışma üstü tutulan ve sayıları yüzleri bulan zübürleri
de
dinin tartışmasız kitabı
olarak algılanmakta, onu en küçük anlamda eleştiriye tabi tutanlar zındık ve
kafir ilan edilmektedir. Hatta
bunlar içinde örneğin, Nurculuğun değişik kollarında bu zübürlerin dilini
sadeleştirmeye kalkanları
bile sapıklıkla itham edenler vardır.
Bu
fırkalar, efendilerinin zübürlerini esas alarak Kur’an’ı düzeltirler ama,
Kur’an’ı esas alarak o
zübürleri düzeltmeye asla
yanaşmazlar. Çünkü bizzat kendi beyanlarına göre Kur’an nasıl Tevrat
ve İncil’i tastikleyen
kitapsa SAİD NURSİ’nin risaleleri de –haşa-
Kur’an’ı tastiklemektedir.
Yani bu tarikat
mensuplarına göre, Nur Risaleleri’nin sözleri Kur’an ayetlerinin–haşa- delili
sayılmaktadır.......
(Mevlana’da
yazdığı önsözde Mesnevi’nin Kur’an’ın
delili olduğunu söylemiştir. Nur Risaleleri ile
Mesnevi’ye atfedilen bu
ortak özellik, Nurculuk ile Mevleviliğin; tarikat ile tasavvuf anlayışının
bünyelerinde şirk
unsurlar barındırma, şirke sapma konusunda benzer özellikler taşıdıklarını
gösterir..)
Peygamberin
bile hata yapabileceğini, ancak bu hatalarının ilahi vahiyle düzeltildiğini
bildiren bir
kitabın mensubu olduğunu söyleyenler,
nasıl oluyor da kutsal ilan ettikleri bazı kişilerin hatasız ve
tartışma üstü olduğunu
kabullene biliyorlar? Böyle bir kabulle, Kur’an’ın insan ve Allah anlayışını
yan yana tutmak asla
mümkün değildir.
Bu
yoldaki kabullerin sahiplerinin en kısa zamanda genel bir tövbe ile Allah’tan
af dilemeleri ve
Kur’an’a dönerek
imanlarını tazelemeleri gerekir...”
Zekeriya
Beyaz, Said Nursi ve Nurculuk adlı kitabının 248. ve 249. sayfalarında Said Nursi
ile ilgili
şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor:
“Said Norsi diyor ki:
‘Birden bir ihtar-ı gaybi gibi kalbime denil ki: İmam-ı Ali radıyallahü anhu Risale-i Nur ile çok
meşguldür.’
‘Hatırıma geldi ve manen denildi ki..’
‘Kalbime denildi ki..’
‘Gelen cevap manevi canipten geldi. Bana denildi ki..’
‘Birden bir ihtar-ı gaybi ile kat-i kanaat verecek bir surette
kalbime geldi. Denildi ki..’
‘şiddetli bir ihtar ile kalbime denildi ki..’
‘ Manevi bir ihtar ile bir iki ince meseleyi size yazıyorum.’
Said Norsi’nin kitaplarını
incelerken sık sık şöyle sözlerle karşılaşıyoruz.
‘Kalbime ihtar edildi, denildi ki..’
‘Size şu meseleleri bildirmem bana ihtar edildi, denildi ki..’
Bazen de ‘bana yazdırıldı’ veya ‘yazdırılmadı’ gibi cümleler
kullanıyor. Ancak kimin ihtar ettiğini, kimin
bildirdiğini ve kimin yazdırdığını hiç açıklamıyor ve söylemiyor.
böylece bizim zihnimizde bir takım önemli sorular oluşuyor. Şöyle
ki:
1-
Said
Norsi’ye kitaplarını bir başkası mı ihtar edip bildirmektedir? Bir başkası mı
yazdırmaktadır?
2-
Said
Norsi’nin kalbine ihtar edip bilgiler veren ve bu bilgileri insanlara açıkla
veya yaz diyen
kimdir?
3- Allah tarafından mı
ihtar edilip bilgi verilmekte ve yazdırılmaktadır?
4- Acaba bir melek mi
söyleyip bildirmekte ve yazdırmaktadır? Öyle ise o meleğin adı nedir?
5-
Yoksa Allah doğrudan kendisi ile konuşup bilgiler ve insanlara duyurmak
için emirler mi veriyor?
6- Eğer
öyle ise Said Norsi kendisine vahiy geldiğini mi söylemek istiyor?
7-
Öyle ise Risale-i Nur kitapları kutsal kitaplar mıdır?
8- O
halde kendisi de yeni bir peygamber midir? Yalancı peygamber midir?
9- Eğer
peygamberliğini ilan ediyorsa, o zaman yeni bir din mi getirmiştir? Peki bu
yeni dinin adı
nedir? Ve
ümmeti kimlerdir?
10-
Neden gerçeği açıkça söylemiyor da, insanları böyle şüphelere düşürüyor.
11- Yoksa kendisini ve yazdığı kitapları
kutsallaştırmak için, halkı aldatmak için böyle esrarengiz
hileler mi yapıyor?
12- Yoksa Said Norsi
akıl hastası mıdır?
Kısacası bu sorular zorunlu olarak aklımıza geliyor fakat
cevaplarını da bilmiyoruz. .”
Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK
kuranpenceresinden@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.