13 Mart 2015 Cuma

GERÇEK

Dindarlar “ gerçeği Allah gösterir, bildirir” derler.
Bilimi önceleyen kişiler, “sadece bilim gerçeği gösterir” derler.
Postmodernist yaklaşıma göre; evrensel gerçeklik yoktur, herkesin kendi gerçekleri vardır.
Materyalist felsefeye göre gerçek, somut ve nesnel olandır, maddedir, her şey maddeden gelir.
Diyalektik materyalist anlayışa göre; gerçeklik yanılsama üzerinde çalışır...
Bakalım Kur’an bu konuda ne diyor; Kur’an’a göre  gerçek nedir.?

Hac-62
“Gerçek yalnız Allah’tır..” (Hüseyin Atay meali)
“Allah Hakk’ın ta kendisidir..” (Yaşar Nuri Öztürk meali)
Rum-60
“Allah’ın sözü gerçektir..” (Hüseyin Atay meali)
“Allah’ın vaadi haktır. .” (Yaşar Nuri Öztürk meali)

Mutlak tek  gerçek: Allah’ın-Hakk’ın ilahi varlığıdır. O’nun sonsuz gücüdür, rahmeti ve merhametidir. 

“Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o halde benden sakının..” (Nahl-2)

Kur’an, Hakk’tan-Gerçekten gelen gerçek bir kitaptır.
Kur’an, mutlak gerçeğin sözüdür, sesidir. Rabbimizin bizlere son seslenişidir.

GERÇEK:  (Arapçası: Hakikat)
Her şeyin aslı, esasıdır. Yalan veya yapay olmayan, inkar edilemeyen doğru ve güvenilir realitedir.
Varlığı inkar edilemeyen olgudur..
Allah’ın sıfat isimlerinden birisi de Hakk’tır.

Hakk: Gerçek olan; gerçeğin kaynağı ve belirleyicisi olan demektir. Bâtılın; yalan, yanlış, asılsız, temelsiz, sahte, uydurulmuş olanın zıttı-karşıtı demektir.
Yüce Allah Hakk’ı- Gerçeği, kullarına ilahi mesajıyla bizzat kendisi bildirmiştir, öğretmiştir.

“Rahman olan Allah, Kur’an’ı-İslam’ı öğretti..” (Rahman1-2)
“O, hakkı-gerçeği - İslam’ı anlatır..” (Enam-57)

Kur’an’ı Kerim’de, Kur’an ayetleri  ve sünnetullah için “gerçek” vurgusu sıkça yapılır. Din, işte bu
gerçeklerdir. Gerçekler yani Kur’an ayetleri ve fıtratın kuralları Yüce Allah’ın vahiy ettiği ayetlerdir.
 İlahi mutlak gerçekten gelen her şey; yani Kur’an ile tebliğ edilen ilahi yasalar ve yaratılışın ilahi  
yasaları-doğa kanunları dindir. Kur’an’a uyan  ve yaratılan yasalarla-fıtratla uyumlu yaşayan kişi
dini-gerçeği yaşamış olur; Allah’ın iradesine uygun yaşamış olur. Din insanla, yaşamla iç içedir.
Dinden, fıtrattan ayrı, kopuk yaşamak mümkün değildir. Bir anlamda yaşam dinin ta kendisidir.

“İslam bir düşünüz biçiminden ziyade bir yaşayış tarzıdır..” (Aliya İzzetbegoviç)

Yaradılış; mikrodan, makroya Rabbimizden bir geçektir. O’nun eseridir. (Bakara-26)
Allah, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları  gerçeği; gücünü,  benzersizliğini; tevhidi göstermek üzere yaratmıştır. ( Duhan-38, 39)

“Gereçeği iyice anlamaları için belgelerimizi onlara hem çevrelerinde, hem de kendi benliklerinde göstereceğiz..”  (Fussilet-53)
                                                                                     1
Kur’an ve diğer ilahi Kitap’lar Rabbimizden indirilen bir gerçektir. (Bakara-91, 109, 144, 213  
Nisa-170 Rad-1)  
“Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu.” (İsra-81)
Kur’an-İslam Hak’tır-gerçektir; diğer inanç sistemleri, çeşitli eköller bâtıldır.
“... egemenlik gerçek olan Allah’ındır.” (Kehf-44) “Doğrusu O kesin gerçektir.” (Hakka-51)
“De ki: Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin.” (Bakara-147 Kehf-29)
“Şu bir gerçek ki hak-Kur’an-İslam size Rabbinizden gelmiştir.” (Yunus-108)
“Biz, gerçeği Kur’an’da türlü biçimlerde ifade ettik.”  (İsra-41)
“İşte sana gerçeği apaçık gösteren Kitap’ın ayetleri.” (Şura-2)
“Katımızdan gerçeği söyleyen bir kitap vardır.” (Müminun-62)
“Yemin olsun ki size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan
   örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik.” (Nur-34 Mücadile-5)
“Yüce Allah sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık  gösteren ayetler
   indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.” (Hadid-9)
“.... Ve o-Kur’an ayetleri kesin bilginin tam gerçeğidir.” (Hakka-51)
“Allah’ın resulleri gerçeği getirmişlerdir, tebliğ etmişlerdir.” (A’raf-43   Hicr-64)
“Ancak bilenler-bilgi, ilim sahibi olanlar gerçeğe tanıklık-şehadet ederler.” (Zuhuf-86)
Müminler gerçeğe , tevhide, doğru yola, Kur’an yoluna yönelenlerdir. (Nahl-125)

Bizler için gerçek:
*Allah’ın indirdiği ve yarattığı ayetlerdir. Kur’an hükümleri ve yaratılışın-fıtratın kuralları-tabiat kanunlarıdır.
*Kur’an’ın uyarıları, müjdeleri, öğütleridir. Yaratan’ın bizlere lütfettiği rahmeti, merhametidir.
*Varoluşun-tabiatın- sünnetullahın kuralları, düzeni, ölçüleridir.
*Yaratılış gayemize, tevhide uygun yaşayıp yaşamadığımız konusunda imtihan edileceğimizdir. (Mülk-2)
*Dünya hayatının geçici olduğudur, her nefsin ölümü tadacağıdır... (Ankebut-57 Aliimran-185)
Hakka suresinin ilk ayetlerinde kıyamet, ahiret ve hesap gününün kesin gerçek olduğu bildirilmiştir.
Takvaya sarılan müminler, görünmeyene de, sonrakine de; Allah’ın varlığına, birline ve ahirete
görüyormuşcasına iman ederler... (Bakara-3, 4)

Kur’an- indirilen ayetler ve yaratılışın düzeni-sünnetullah varoluşun-evrenin ruhudur, canıdır, enerjisidir.
“İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik..” (Şura-52)
Kur’an’ın isimlerinden biri de RUH’tur. (Nahl-2 Mümin-15 Şura-52 Kadir-4)  Ruh beden için vazgeçilmez değerdir. Ruhsuz beden ölüdür. Beden için ruhun önemi ne ise, hayat için Kur’an’ın değeri ve önemi odur.
Kur’an hayat için bir ruhtur. Din yaşamın ruhudur.
“Ey iman edenler, size hayat verecek bir şeye (Kur’an’a) çağırdığında Allah’ın ve elçisinin bu çağrısına
icabed edin...” (Enfal-24)

Kur’an fıtratı; yaratılan ayetleri, yaratılış-doğa kanunlarını din olarak tanımlamıştır. (Rum-30)
Fıtratın, yaratılışın, doğanın bilimsel değişmez, sistemi, kuralları inanan, inanmayan herkes için gerçektir.
İlahi sistem canlıdır, dinamiktir. Yüce Rabbimiz her an yeni bir iş ve oluştadır. (Rahman-29 )

Günlük yaşantımızda karşılaştığımız ve gerçek olarak nitelediğimiz olgular, olaylar ilahi sistemin işleyişine
bağlı olarak oluşan gerçeklerdir. Her gerçeğin özünde Allah’ın iradesi, gücü ve rahmeti vardır.
Güneşin, doğması, batması, rüzgarın esmesi, yağmurun yağması, yer çekimi kanunu; iki gözümüzün,
bir burnumuzun olması gibi fıtratın ölçüleri, biçimleri, renkleri-doğa kanunları herekes için, herkesin
karşı karşıya olduğu en somut ilahi ve ayni zamanda bilimsel gerçektir. Kainatın, varoluşun sistemi, düzeni, ölçüleri ve varoluşun bir parçası olarak bizlere Yaratan’ın lütfettiği değerler, özellikler, nimetler, imkanlar gerçektir. Bu ilahi gerçek ayni zamanda yaratılışın, bizlerin kaderidir.        

Allah Zahir’dir; yaratılan her şey Allah’tan izler taşır.  “..nereye dönerseniz orada Allah’ın yüzü-ilahi  gücü,
rahmeti, şefaati vardır.” (Bakara-115)    

Her yerde gerçeği görürüz; Allah’ın ilahi varlığını, benzersizliğini ve gücünü hissederiz, aczimizi anlarız
ve O’nun rahmetine, merhametine sığınırız.
“Güç, kuvvet sahibi olan gücünü Allah’tan alır.” (Bakara-255)
                                                                               
“İslam sadece bir hakikat (gerçek) değildir; her türlü hakikati hakikat yapan bir hakikattir.”
(Prof. Dr. Caner Taslaman)
                                                                            * * * * *
Gerçeğin üstünü örtenler, gizleyenler veya  inkar edenler küfre batmış kafirlerdir.
(Aliimran-4,  70, 101 Maide-10, 86 Kehf-105 Meryem-77 Ankebut -23)

“Gerçeği örterek küfre batan kafirler müminler için açık bir düşmandır.” (Nisa-101)
“Şu bir gerçek ki, Allah’ın ayetlerini örtüp, gizleyip inkar edenler için-kafirler için şiddetli bir 
azap vardır.” (Bakara-90 Aliimran-4  Nahl-27)
 “Allah katında canlıların en kötüsü, gerçeği örtenlerdir. Bunlar iman etmezler.” (Enfal-55)

“Onlara dünya hayatlarında azap vardır. Ahiret azabı daha da şiddetlidir. Allah’a; O’nun hükümlerine,
ilkelerine, kurallarına karşı olanların bir koruyanı da yoktur..” (Rad-34)

Mümin, gerçeğe, Allah’ın vahyettiği ve yarattığı ayetlere inanan-iman edendir. Kur’an imana yüklediği
tüm anlamların zıtlarını küfre yüklemiştir. Küfre sapanların dostu şeytandır... (Bakara-257)

Fıtratımızda olan manevi beşeri değerlerimiz ve Allah’ın yeryüzünde bizlere lütfettiği nimet ve imkanlar;
varlık ve oluştaki güzellik, mükemmellik Rabbimizden bir gerçektir. Bunları, görmeme, görmezden
gelme, şükretmeme, fıtrat nankörlüğü yapmak da gerçeğin üstünü örtme anlamındadır. Allah’ın
nimetlerine nankörlük eden kafirdir. Gerçeğe; Allah’ın sayısız nimetine açıkça nankörlük eden
küfür ehli Allah’ın gazabına, lanetine uğramış ve Allah’ı kendilerine düşman etmişlerdir. (Bakara-98)
Gerçeği; Allah’ın ayetlerini, nimetlerini, rahmet ve merhametini inkar edenler zalimlerdir. (Bakara-254)

Tuvaldeki bir çiçek resmi, o çiçeğin doğadaki halini, doğal görünümünü yani gerçeğini ne kadar yansıtır, ne kadar gerçeğe benzer ve ne kadar aslına uygun olursa o kadar güzel bir resim olur ve o kadar beğenilir. Ayni şekilde insanlar gerçeğe, fıtratlarına, fıtratlarında bulunan güzel manevi değerlere, özelliklere ve Kur’an gerçeğine-ilkelerine ne kadar uygun iş ve eylem içinde olurlarsa; çalışıp, iyi faydalı işler yaparlarsa o kadar iyi, güzel insan olurlar. Bu durum aslında gerçeğin; gücünün, saygınlığının ve yüceliğinin eseridir. Gerçeğe uygun resim yapmaya çalışan ressam veya gerçeğe uygun yaşamaya çalışan insan, gerçeğin sahibine,  Allah’a hamd etmiş olur; O’nu yüceltmiş ve  O’na şükretmiş olur.

Saygılarımla.
Vedat Akbaşak.

Hiç yorum yok:

SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....