15 Mart 2015 Pazar

Hz. ADEM Kimdir?

Beşer ürünü dini kitaplarda Hz. Adem’in ilk peygamber olduğu yazılıdır.
Ancak Kur’an’da Hz. Adem’in peygamber olarak görevlendirildiğini bildiren ayet yoktur. 

Peygamberler konusu Kur’an’ın muhkem konularındandır ve bizlere peygamberleri bildiren, tanıtan tüm ayetler muhkem özellikli ayetlerdir. Hz. Adem’le ilgili ayetlerin ise hepsi müteşabih özelliklidir. İnsanın yaratılışı, Hz. Adem konusu muhkem değil müteşabihtir.
Ayetlerde Adem’in-Ademoğlu’nun yaratılması temsili, mecazi, sembolik anlatımlarla, olaylarla anlatılır..

Kur’an’ı Kerim’de 25 peygamberin-nebinin, resülün isimleri bildirilmiştir.
1-İdris  2-Nuh  3-Hud  4-Salih  5-İbrahim  6-Lut  7-İsmail  8-İshak  9-Yakup  10-Yusuf  11-Eyyup  
12-Zülkifl13-Şuayp  14-Musa  15-Harun  16-Davut  17-Süleyman  18-İlyas  19-Elyesa (Yuşa)  
20-Lokman  21-Yunus 22-Zekeriyya  23-Yahya  24-İsa  25- Muhammed (Hepsine selam olsun.)

Kur’an’da 15 peygamberimizin hayatları, mücadeleleri ayrıntılı olarak açıklanırken, 10 peygamberimizin hayatlarından çok kısa olarak bahsedilmiştir veya sadece isimleri zikredilmiştir.
Biz Kur’an’da Allah’ın bildirdiği elçilerini peygamber/nebi, resül olarak kabul ederiz.
Kur’an’da açıkça peygamber oldukları bildirilmeyen kişileri peygamber olarak  kabul etmemiz mümkün değildir. Kur’an’da zikredilen peygamberlerimizin isimleri arasında “Adem” yoktur.
                                                                                   
 “İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber-Kitap) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik. (Bakara-38 Ta-Ha 123 DİB Meali)

Adem nebi/peygamber olsa Yüce yaratan ona "size bir yol gösteren/nebi gelir" der miydi? Peygambere,  peygamber göndermek!?

Kur’an  Adem’den  Allah’ın elçisi olarak bahsetmez. Hz. Adem hiçbir ayette “ben Allah’ın nebisiyim, resulüyüm” demez. Diğer peygamberlerin yaptığı gibi tevhid ilkesini ve Allah’ın ayetlerini tebliğ etmez. Kendisine tebliğ görevi verildiğini bildiren bir ayet de yoktur. Kaldı ki, tebliğde bulunacağı bir ümmet, insan topluluğu da yoktur..

İşin aslı şudur:
“Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O’dur..” (Enam-165)
“Rabbin....... dilerse sizi yok eder. Ve sizi başka bir ulusun soyundan yarattığı gibi, dilediğini sizin yerinize getirir..” (En'am-133)

Bizler, bizden önceki nesillerin yeryüzündeki halefleriyiz. Cami hocalarının söylediği gibi – Haşa- Allah’ın yeryüzündeki halifesi değiliz.
Hz. Adem, önceki neslin-soyun yerine Allah’ın iradesini ifa etmek üzere dünyaya halife-yönetici olarak görevlendirilen neslin sembolik temsilcisidir. (Aliimran-133)  Adem bir kişinin ismi değil bir neslin sembolik adıdır. 

Hz. Adem’in peygamber olması bir yana; gerçek, bilinen anlamda bir insan olmadığı ve Hz. Adem’le ilgili ayetlerin alegorik/simgesel anlatımlar olduğu görüşü alimler arasında yaygındır.  
İlgili ayetlerde Hz. Adem ceza ehliyetine sahip, akıllı, olgun, reşit bizler gibi bir insandır. 
Bugün bildiğimiz beşeri manevi değerlerin, özelliklerin yaratılan ilk insanda potansiyel olarak
bulunduğunu kabul edebiliriz ancak bu potansiyel kapasitenin  ilk yaratılış anından itibaren  kullanılmaya başlandığını kabul edemeyiz. Bu konuda dikkat çekici diğer bir ayrıntı; Kur’an’da Hz. Adem’in dünya hayatıyla ilgili hiçbir bilgi yoktur.

Yüce Allah insana eşyanın özelliklerini, isimlerini-eşyaya isim vermeyi öğretmiştir. (Bakara-31) İnsan fıtratında  akıl, irade, anlama, öğrenme, analiz etme, yorumlama, tanımlama, karar verme, beyan etme ve doğru evrensel  bilgi üretme kabiliyeti, kapasitesi vardır. Melekler bu yeteneklerin, potansiyel kapasitenin insana verildiğini anladıktan sonra “Yücedir şanın senin. Bize ögretmiş oldugunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alim’sin, herşeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakim’sin, herşeyin bütün hikmetlerine sahipsin”  diyerek insana secde etmiştir/saygı duymuştur. (Bakara-32)

Bilim bize şunu söylüyor: Canlıların varoluşu uzun bir evrim süreciyle  olmuştur. Nisa suresi 1. ve Zümer suresi 9. ayetlerinde bildirilen tek hücreli organizmalar (ortak Ata) ilk kez yaklaşık 3 milyar yıl önce suda oluşmaya başlamıştır.  Uzun bir aradan sonra 600 milyon yıl önce ise çok hücreli canlılar ortaya çıkmaya başlamıştır.  
Kur’an’a göre de yaratılış uzun süreçler/evrimler sonucu aşama, aşama meydana gelmiştir. (Nuh-14) Bugün bildiğimiz niteliklere sahip olan ve Kur’an’da Hz. Adem’le sembolize edilen  insanın bir anda, birden bire ortaya çıkması, yaratılması söz konusu değildir.


Gök ve yer bitişik haldeyken Bing-Bang, büyük patlama ile birbirinden ayrılmış ve evren yoktan var olmuş, yaratılmıştır. Maddenin ve zamanın başlangıcı vardır, sonu da olacaktır. Yaşam, ilk canlılar olan tek hücreli organizmalar ile suda başlamıştır.

“İnkar edenler,  evren (gökler) ve dünya (yer) birbiriyle bitişikken onları ayırdığımızı ve her canlıyı

  sudan yarattığımızı görmüyorlar mı ? Yine de onlar inanmayacaklar mı ?” (Enbiya-30 )

Kur’an yaratılışın önce suda başladığını (Enbiya-30 Nur-45 ) sonra  çamur ve toprakta devam ettiğini bildirmektedir.  (Hac-5 Hicr-26 Rahman-14 Müminun-12 ) Bu süreçlerden sonra Kur’an canlıya “beşer” adını vermiştir.  (Hicr-28) Daha sonra Yüce Allah canlılar arasında akıl ve iradeyi temsil eden “ruh” üflemek için seçim yapmıştır. (Aliimran-33) Melekler işte bu akıl ve irade ile donatılan; anlama, kavrama, ve muhakeme yeteneğine sahip insana/ademe saygı duymaya emrolunmuştur.. (Bakara-30)
                                                                                    
Şunu da belirtmek gerekir, insanı insan yapan ruh; akıl, irade ve diğer manevi beşeri değerler işlenmeyi bekleyen cevher gibidir. Ancak işlendikçe kapasite açığa çıkar, nefs olgunlaşır, saygınlaşır. Bu değerlerinin kıymetini bilmeyenlere, akletmeyenlere, tembellik edenlere, ilahi manevi değerlerine ihanet ederek onlara aykırı işler yapanlara; fıtratına uygun yaşamayanlara hiç kimse saygı duymaz. Manevi değerlerini olgunlaştırmış, tekamül seyrinde yol almış, fıtratına uygun hayra ve barışa dönük iyi, güzel, faydalı işler yapan insanlara herkes saygı duyar...
                                                                                   
Yapılan araştırmalara göre ilk memeliler/Hominidler yaklaşık 7 milyon yıl önce ortaya çıkmışlar. 1,5 milyon yıl önce ise “Home Erectus” olarak adlandırılan insanlar Afrika kıtasından dünyaya yayılmaya başlamış. Denizli’de bulunan insana ait bir kemik fosilinin 1.1 milyon yaşında olduğu; Manisa’da bulunan taştan yapılmış bir aletin ise, 1,2 milyon yaşında olduğu tespit edilmiştir. Bu durum insanın dünyaya yayılma rotalarından birinin de  Anadolu olduğunu göstermektedir. (Atlas Dergisi- 2014 Haziran-S: 44  Tarih Dergi -2015-Şubat-S:15)
Yaklaşık 150-200 bin yıl önce “Home Sapiens” döneminde insanlar yavaş yavaş düşünmeye, aklını kullanmaya, ilkel düzeyde alet, silah yapmaya ve konuşmaya başlamıştır.. Almanya’da bir mağrada 35.000 yıl öncesine ait beş delikli, yedi notayı seslendirebilecek özelliğe sahip fülüt kalıntısı bulunmuştur.  
İnsanlar yaklaşık 10.000 yıl önce neolitik çağda tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başlamış; avcı, toplayıcı dönemi geride bırakmış ve yerleşik düzene geçmiştir..

Aklını kullanan, özgür iradesiyle kararlar alan, inisiyatif kullanan, reşit olan, günah işleyen, Allah tarafından cezalandırılan sonra  tövbe eden, af dileyen, çocukları tarım ve hayvancılıkla uğraşan Hz. Adem’i bizler gibi gerçek, biyolojik bir insan olarak kabul edersek en çok 10.000 yıl önce yaşadığını, dolayısıyla ilk insan olmadığını kabul etmek gerekir; resul olduğunu kabul edersek vahiy alan ilk insan olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Adem ilk insansa M.Ö. 600.000 yılında taş devrinde mağralarda, ağaç kovuklarında yaşayan mağra duvarlarına resimler çizen insanlar kimdir?! Veya M.Ö. 8o-90 bin yıllarında yaşamış neandertaller kimlerdir...

İman sorumluluğu; aklı kullanabilmeye, aklederek doğru ile yanlışı, hak ile bâtılı ayırt edebilmeye bağlıdır. Yaratılış ve tekamül sürecinde fıtratında bulunan beşeri potansiyeli, kapasiteyi kullanabilecek seviyeye gelen insan sorumluluk sahibidir. 
Kur’an’dan anladığımız şudur: İlahi vahyin muhatabı tarih boyunca hep aklını kullanabilen, reşit insanlar olmuştur. En erken 10.000 yıl önce insanlar vahiy gerçeği ile yüzleşmeye başlamış olmaları gerekir. Zira bu tarihten önce fıtratlarında bulunan kapasiteyi; aklı tam kullanamadıkları için dini-ilahi sorumluluktan bahsedilemez.  50.000 – 100.000 yıl veya daha önce yaşamış olan fıtratındaki değerlerden, özelliklerden bi haber olan insanlara vahiy tebliğ edilmesinin bir anlamı olamaz.  Milyonlarca yıl önce yaratılan ilk insanın Hz. Adem olduğunu kabul edersek; aklı melekelerinden mahrum olması ve  dini-ilahi sorumluluğunun bulunmaması dolayısıyla da ona ilahi tebliğ vahiy edilmemiş olması gerekir...
Hz. Adem’le ilgili ayetleri “kıssa” olarak değil, “mesel”- ibret alınması gereken anlatımlar olarak kabul etmek; Kur’an mantığına ve akla, bilime daha uygundur. 

Saygılarımla.
Vedat AKBAŞAK








Hiç yorum yok:

SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....