Dindarın zıttı dincidir. Dindarların kıymeti bilinmez ise,
meydan dincilere kalır.
Dindar Allah için, Allah’ın rızasını, hoşnutluğunu
kazanmak için ihlas ile iş yapar.
Dinci ise Allah adını kullanarak kendisi için, kendi
menfaati, itibari, çıkarı için iş yapar. Samimi dindarların inançlarını ve ülke
kaynaklarını sömürür..
Dinci gerçek dini dışlayarak, onun yerine çıkarlarına
uygun din anlayışını egemen kılmak ister.
Bunun Kur’an’daki adı şirktir. Günlük hayattaki adı da
dinciliktir.
Bugünkü dincilik akımlarının tümünün ilham kaynağı, fikir
babası Emevi zihniyetidir. Emevi
zihniyetinin ilham kaynağı da tağutlaşmış nefsin sembolü olan Firavun’dur.
Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen, halkı Allah ile, din
ile aldatmaya çalışan, (“Aldatan da
sakın sizi Allah adına/Allah ile aldatmasın/sömürmesin.” Fatır-5 Lokman-33) kendine ilahi nitelikler atfeden, Allah’ın otoritesi
yerine kendi otoritesini tesis etmeye çalışan diktatörleri Kur’an Firavun ile
sembolize etmiştir. Firavunlar-diktatörler nefislerini tağutlaştırmış, putlaştırmış
müşriklerdir.
Bunlar Allah’a isyanda ve günahta sınır tanımazlar.
Kur’an’ın bildirdiğine göre Firavun’un – diktatörlerin
genel özellikleri: Kendisini yeryüzü tanrısı gibi görmek; mülkün, yönetimin,
ülkenin mutlak maliki-sahibi görmek; devlet gücüyle azmak, şiddet uygulamak,
fesat yaratarak halkı bölmek, sınıflara ayırmak; yandaşlarını ödüllendirmek, muhaliflerine
zulmetmek, özgürlükleri kısıtlamak,
vicdansızlık, saltanat, servet düşkünlüğü, ihtiras, ego, kibir, öfke,
ahlaksızlık ve adaletsizlik.
Kur’an diktatörleri Firavun ile empolize eder. Firavun’un
din adamları, ruhbanları-Ahbar’ları,
Belam’ları varmış; silahlı gücü,
ordu komutanları-Haman’ları varmış;
servetinin, hazinesinin bekçileri- Karun’ları
varmış... Tarih boyunca bütün diktatörlerin bir Ahbar’ı, Haman’ı, Karun’u olmuştur. Bu
unsurlar birbirlerinin alternatifi olan paralel güçler
değildir.Bunlar birbirlerini tamamlayarak, işbirliği yaparak, şer ittifakı kurarak
halkı sömürmüşlerdir. Ama unutmamak
gerekir, her Firavun’un bir Musa’sı da olmuştur..
Firavun’un takipçisi olan diktatörler halkı sömürmekle
kalmayıp; insanları doğru yoldan
uzaklaştırmaya, Allah’ın mesajını gizlemeye, kendi çarpık düşüncelerini halka
dikte etmeye çalışmışlardır.
.....Firavun
şöyle dedi: “Ben size kendi fikrimden başkasını göstermem..” (Mümin-29)
Kur’an,
Fıravun’u- diktatörleri lanetlemiştir.
“Kıyamet günü yardım göremeyeceklerdir.
Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık..”
(Kasas-41, 42)
İblis veya şeytan, insanlar ve cinler gibi ayrı varlık değildir. Bunlar insanlardan da, cinlerden de olabilir. (Nas suresi) Şeytan,
insanlara ve peygamberlere düşmandır...
Allah insanı en güzel biçimde yaratmıştır, şan ve şeref
sahibi kılmıştır. (Tin-4 Şura-70) Ona
akıl ve özgür irade vermiştir. Aklını, iradesini olumlu veya olumsuz
yönde kullanmasında herhangi bir limit, sınırlama getirmemiştir. İnsan aklını,
iradesini iyi yönde de; kötü yönde de sınırsızca kullanabilir. (Şems-8, 9)
Aklını, iradesini fıtratına uygun olarak iyi, olumlu yönde kullanan-salih amel
işleyen Allah dostları; Allah’ın şefaatine, rızasına, hoşnutluğuna mazhar olmayı
umarlar. İnsanın aklını, iradesini
olumsuz yönde kullanması ve nefsin hevasına, olumsuz yönlendirmelerine
uyması; kibir, gurur, dünyevi zevklere düşkünlük, nankörlük, sabırsızlık, tahammülsüzlük gibi
zaaflar şeytani yönelişlerdir, tavırlardır..
ŞEYTAN: Kötülüğü
emreden nefsin sıfatıdır. (Nefs-i Emmare- Kötülüğü, şerri emreden nefis.Bkz:Yusuf-53)
Nefs, kendisine kötülük ve edepsizlik telkin eden şeytanın
baskısı altındadır. (Bakara-169)
Baskıya boyun eğen nefs şeytanın dostu-şeytan evliyası
olur. Aşağıların en aşağısı olur.. (Tin-5)
Şeytan sinsi ve yalancıdır.(İbrahim-22) İnsanlara korku
vermeye çalışır.(Aliİmran-175) Fitne,
bozgunculuk yapar.(İsra-53 Maide-91)
Son derece aşırı, her türlü beşeri değerlerden uzak “yok
artık, bu kadar da olmaz”dediğimiz tavırlarla, olaylarla karşılaştığımızda hayretle
irkilmemiz, tepki göstermemiz doğaldır; ama bilinmelidir ki, insan fıtratı bu
aşırılıklara müsaittir.
İBLİS: Nefsi
devamlı münkeri, şerri emreden, gerçeğe karşı çıkan, kötü, çirkin yönelişler,
tavırlar içinde olan aşağıların en aşağısı olan kişidir. (Tin-5)Devamlı kötülük
yapan; Hak’tan, adaletten uzak ve kibirli, zalim kişilere halk arasında da iblis
denir. Kur’an, şeytan ve iblisi ayni özelliklere, fonksiyona sahip varlık
olarak tanıtır.
“Ey iman edenler! şeytanın
adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını
izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder..”
(Nur-21)
“Hiç
kuşkusuz şeytan, insan için açık bir düşmandır..” (Yusuf-5)
“...
cinlerin ve insanların şeytanlarını her peygambere düşman yaptık..” (Enam-112)
Şeytanın kullandığı insanlar Kur’an’da “şeytanın
evliyası-dostu” veya “şeytanın orduları”
(Şuara-95) diye anılmıştır. Şeytan
evliyaları Allah ile aldatmanın öncüleridir.
“Onlar, Allah’ı bırakıp şeytanları dost
edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar..” (A’raf-30)
Sömürgeci
emperyalist ülkeler ve onların
işbirlikçileri; cemaatler, dinci siyasi akımlar, ırkçı, etnik bölücü terör
örgütleri şeytanın ordularıdırlar..
TAĞUT: Hak, hukuk
gözetmeyen, haddi aşan, Allah’ın hükümleri yerine kendi çıkarlarına uygun
kurallar koyan ve insanları kendi kurallarına uymaya zorlayan gözü kararmış,
kalbi mühürlenmiş herkestir.
Nefsin negatif yöndeki serüveninin son durağı
tağutlaşmadır. İşte Kur’an’ın Firavun ile sempolize ettiği kafir, fasık, zalim
dikta heveslisi yöneticilerin varacakları son durak bu TAĞUT durağıdır.
Atatürk’ün mirasına saldıranlar, Cumhuriyetimize musallat
olanlar, demokrasiyi araç olarak kullananlar, kamu binalarından T.C.
tabelalarını indirenler dikkat etmelidirler. Sonunda varacakları durağın
tabelasında TAĞUT yazarsa, o duraktan geri dönüş de mümkün değildir.
O durağa varan yolcuların daimi konaklama yeri
cehennemdir..
“Tağut’a (azgına, zorboya) kulluk
etmekten kaçınan ve Allah’a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı..”
(Zümer-17)
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar;
küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın
dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır..” (Nisa-76)
Şeytanın bir özelliği de Ademoğluna-insana secde
etmeyi-saygı göstermeyi reddetmesidir. (Bakara-34)
Şeytanlaşmış nefisler insana-halka saygı duymazlar,
özgürlükleri kısıtlarlar, baskı zulüm yaparlar.
Müminlerin şeytanın;
şeytana uyan nefislerin şerrinden korunmak için ilahi anlamda Allah’a sığınmaktan başka çareleri yoktur. (A’raf-200 Nahl-98 Müminun-97)
Dünyevi anlamda ise, şeytanlaşmış nefislerden,
diktatörlerden korunmanın tek çaresi laiklik ilkesine sarılmaktır.
Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.