Kur’an’da
üç aylar diye bir kavram yoktur. Yılın üç ayının adeta kutsal mevsim ilan
edilmesi ve
bu aylarda yapılacak ibadetlerin daha makbul olduğu inancı Kur’an dışıdır.
‘‘Müslümanların aldatıldığı konulardan
bir tanesi de bu "mübarek geceler" konusudur. İnsanlar,
kişilik yapılarında var olan hırs, kolay
kazanç, kısa zamanda köşeyi dönme gibi zaafları sebebiyle,
önlerine konan yalanları hiç
sorgulamadan, tıpkı bir balığın zokayı yutması gibi yutmuşlar, inanç
ve amellerinin yozlaşmasına yol açan bu
yalanlara hep inanmışlardır.
Konu, Kur'an ışığında değerlendirildiğinde
ibadet günü, ibadet gecesi ibadet ayı gibi özel zamanların Kur'an'da yer
almadığı, dolayısıyla bu tarz kabullerin İslâm'ın ruhuna aykırı olduğu
görülmektedir.
Yani, İslâm dini ibadeti, senenin her
mevsiminde, her ayında, her gününde, her gecesinde, hatta her
saatinde ve her saniyesinde
öngörmüştür. İslâm'da turizm mevsimi, av mevsimi, kayak mevsimi gibi
bir ibadet mevsimi yoktur.
Müslüman, senenin her mevsiminde,
ayında, gününde, gecesinde ibadet/ kulluk yapmalıdır.
Dinimizde ibadetin/ kulluğun, zamanla
alâkalı bir özelliği olmadığı gibi, zeminle de ilgisi yoktur.
Yani, Mekke'de kılınan namaz ile
Moskova'da kılınan namazın, ya da Medine'de tutulan oruçla
İzmir'de tutulan orucun, ya da Recep
ayında tutulan oruçla Teşrini Evvel'de tutulan orucun veya
salı günü tutulan oruç ile cuma günü
tutulan orucun, dinimiz nezdinde hiçbir farkı yoktur.
Başka bir ifade ile, İslâm dininde yapılan kulluk görevlerine
ekstra promosyon verildiği zamanlar
ve
mekânlar söz konusu değildir.
Aslında Müslümanların da, sevap kazanma/ artı puan toplama
anlayışını bırakmaları, bunu yerine Allah'ın
rızasını kazanma ve Allah'ın lütfettiği nimetlerin
şükrünü eda etmeyi düşünmeleri
gerekmektedir......’’(www.istekuran.com-
Hakkı Yılmaz.)
Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK
kuranpenceresinden@hotmail.com