15 Nisan 2015 Çarşamba

KUL HAKKI

İnsanların milli gelire az katkı yapıp, çok pay alması; imar planlarını değiştirerek rant sağlamak;  ihaleye fesat karıştırmak; fakir, fukara için toplanan zakât paralarının başka yerlere harcanması; toplumun hizmetine sunulmuş sosyal alanlara, parklara, bahçelere, ormanlara AVMler, residanslar inşa etmek; kamu malını aşırmak, talan etmek kul haklarına tecavüzdür. 

Toplum hakları-İnsan hakları -kul hakları Kur’an’da titizlikle korunmuştur, maddi ve manevi insan
haklarının ihlali günah sayılmıştır. Kul hakkı yemek zulümdür, zalimliktir. Hakkı yenen kişi mazlumdur.
Kul hakkı ihlal eden kişinin pişmanlık duyması, verdiği zararı tazmin etmesi ve Allah’tan af dilemesi, tövbe etmesi elbette mümine yakışan güzel bir davranış olacaktır.
Ancak, kişilerin birbirleriyle helalleşmesi, zararın tazmin edilmesi  söz konusu günahların kesin olarak bağışlanacağı anlamına da gelmez. Sadece bağışlanma umudunu arttırır.

Kur’an’da kul haklarının ihlaliyle ilgili olan günahlar, kul haklarının ihlaliyle ilgili olmayan günahlar ayrımı yoktur. Hesap gününde kul-insan hakları ihlalinden kaynanan günahlara Yüce Allah’ın karışmayacağı;  kişilerin ancak birbirleriyle helalleşmesi şartına bağlı olarak bu günahların affedileceğine ilişkin geleneksel anlayışın Kur’an’da dayanağı yoktur. Bu yöndeki  ifadeler samimi ve mantıklı da olsa en nihayet beşeri yorumdur.
Genel kanaatin aksine Kur’an’da “ Ben kul haklarıyla ilgili günahları affetmem; Ben o işe karışmam” mealinde bir ayet yoktur.
Böyle bir düşünce Yüce  Allah’ın yetkilerini, gücünü, iradesini, rahmetini sınırlandırmak olur.
Yüce Allah Kendisine ortak koşulması dışındaki günahları dilediği kişi için bağışlayacağını bildirmiştir.
(Nisa-48) Dolayısıyla kul hakkı ihlallerinden kaynaklanan günahların da af kapsamında olduğunu kabul etmek gerekir.

Zararın tazmini-helâlleşme, tövbenin kabul edilme, günahın af edilme-bağışlanma olasılığını hiç
şüphesiz güçlendirecektir.  Zararın tazmin edilmemesi, helâlleşmemek ise, tövbenin kabulünü, günahın affedilme olasılığını zayıflatacaktır.

Şu bir gerçektir ki, yaptığı haksızlıkların, hırsızlıkların, zulümlerin hesabını bu dünyada halka veremeyenler; ahirette Hakk’a hiç hesap veremezler. Onun için bu dünyada haksızlık edenler, zulüm yapanlar,  kamunun; yoksulun, yetimin hakkını yiyenler, talan edenler tövbe edip bir şekilde topluma hesap vermeye, halkla helâlleşmeye çalışmalıdır. Aksi takdirde öbür tarafta işleri çok zordur.

Hz. peygamberimizin konuyla ilgili şöyle bir hadisi olduğu RİVAYET edilmiştir.

 “Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helâlleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir. Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.” (Buhari, Rikak, 48)

Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK

kuranpenceresinden@hotmail.com



SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....