Dinimizde
bazı geceleri, ayları kutsamak, kutlamak yoktur.
Kur’an’da kadir gecesine ait her hangi bir özel duadan- ibadetten-namazdan bahsedilmez.
Peygamberimizin veya ashabın hayatında böyle uygulamalar yoktur.
Peygamberimizin veya ashabın hayatında böyle uygulamalar yoktur.
Özel
gecelerin özel ibadetleri veya özel duaları gibi bir kabul tamamen İslam dışıdır.
Piyasada
satılan sözde din kitaplarında kadir gecesine, kandil gecelerine, üç aylara
özel ibadetlerden ve dualardan
bahsedilir, bunlar tamamen uydurmadır.
Bu
kitapların yazdığı gibi değil içimizden geldiği gibi-doğaçlama;
ihlasla-samimiyetle dua etmeliyiz.
Dinimizde "dua okumak" diye bir kavram yoktur, dua etmek vardır.
Kur’an’da
adıyla geçen tek gece ramazan ayı içinde olduğu bildirilen kadir gecesidir.
O gece Kur’an
indirilmeye başlandığı için anılmıştır.
Kadir gecesi Hz. peygamberimizin vahiy aldığı ilk gecedir. (Bakara-185)
Kadir gecesi Hz. peygamberimizin vahiy aldığı ilk gecedir. (Bakara-185)
Kadir suresinde kutsallık vurgusu bir zaman dilimine; geceye değil, Kur’an’a yapılmıştır.
Kadir
gecesini özel kılan, Kur’an’ın o gece indirilmeye başlanmış olması ve Hz.
peygamberimize elçilik görevinin o gece verilmesidir.
Ramazan ayı
kıymetini kadir gecesinden alır. Kadir gecesi kıymetini vahiyden-Kur’an’dan
alır.
Kur'an'da kadir gecesinde
dua ve tövbe edenlerin tüm günahlarının bağışlanacağından
söz edilmez.
"Her kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle Kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları affedilir.''
Hz. Peygamberimize maledilmeye çalışılan bu söz Kur'an mantığıyla uyuşmaz. Bütün günahların sıfırlanacağı bir gecenin olduğuna inanmak insanları kolayca günah işlemeye sevk edebilir.
Kadir suresi 3. ayetinde kadir gecesinin bin aydan hayırlı olduğu bildirilir.
Kadir gecesi yapılacak ibadetlerden kazanılacak sevapların, diğer gecelerde yapılan ibadetlerin sevabından bin kat fazla olacağı bildirilmez.
Hz. Peygamberimize maledilmeye çalışılan bu söz Kur'an mantığıyla uyuşmaz. Bütün günahların sıfırlanacağı bir gecenin olduğuna inanmak insanları kolayca günah işlemeye sevk edebilir.
Kadir suresi 3. ayetinde kadir gecesinin bin aydan hayırlı olduğu bildirilir.
Kadir gecesi yapılacak ibadetlerden kazanılacak sevapların, diğer gecelerde yapılan ibadetlerin sevabından bin kat fazla olacağı bildirilmez.
Kur’an gibi
büyük bir nimetin, rehberin insanlara rahmet olarak indirildiği gece olduğu için kadir gecesi
elbette bin aydan, hatta binlerce, milyonlarca aydan hayırlıdır. Bundan sonra
binlerce ay geçse de başka bir rehber gelmeyecektir. Onun için kadir gecesinin bin
aydan hayırlı olduğu bildirilmiştir. Kadir
gecesini bin aydan hayırlı yapan, insanın Kur’an’la, aklın vahiyle
buluşmasıdır.
Kadir Gecesi, "Kıymet, ölçü gecesi" anlamına gelir. Kainata kıymet ve ölçünün verildiği/kainatın-yaratılışın kıymet ve ölçülerinin; ilahi sistemin kurallarının bildirildiği, tebliğ edilmeye başlandığı gecedir.
Kur’an
yaklaşık 1400 sene önce kadir gecesinde vahiy edilmeye başlanmıştır. O gece
melekler Rablerinin izniyle ilahi bir esin-vahiy taşıyarak şafak vaktine kadar bölük
bölük inmişlerdir.
(Kadir-4, 5)
Nahl suresi
2. ayetinde de Yüce Allah’ın emirlerini ulaştırmak için melekleri vahiyle
indirdiği; melekler vasıtasıyla hükümlerini vahiy ettiği bildirilir.
Duhan
suresi 3. ayetinde Kur’an’ın kutlu, bereketli bir gecede uyarıcı olarak indirildiği bildirilir.
"Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır." (Bakara-185)
Bakara-185. ayette Kur'an'ın ramazan ayında indirildiği/indirilmeye başlandığı bildirilmiştir. Ancak hangi gece olduğu bildirilmemiştir.
Geleneksel kabulde bazı rivayetlere atfen kadir gecesinin ramazan ayının 27. gecesi olduğu kabul edilir. Oysa ayet "ramazan ayında" diyor; " ramazan ayının 27. gecesi indirdik" demiyor. Ayet "ramazan ayında" dediğine göre ramazan ayının başında Kur'an'ın indirildiğini/indirilmeye başlandığını, dolayısıyla kadir gecesinin ramazan ayının ilk günü olduğunu kabul etmek daha mantıklı değil midir? Geleneksel kabulü savunanlara şunu sormak gerekmez mi? Kur'an'ı ramazan ayında indirdiğini bildiren Rabbim 26 gün niçin hiç ayet göndermemiştir??!!
26 gün niçin, neyi beklemiş olabilir? Daha doğrusu beklemiş midir.?
Bakara-185. ayette Kur'an'ın ramazan ayında indirildiği/indirilmeye başlandığı bildirilmiştir. Ancak hangi gece olduğu bildirilmemiştir.
Geleneksel kabulde bazı rivayetlere atfen kadir gecesinin ramazan ayının 27. gecesi olduğu kabul edilir. Oysa ayet "ramazan ayında" diyor; " ramazan ayının 27. gecesi indirdik" demiyor. Ayet "ramazan ayında" dediğine göre ramazan ayının başında Kur'an'ın indirildiğini/indirilmeye başlandığını, dolayısıyla kadir gecesinin ramazan ayının ilk günü olduğunu kabul etmek daha mantıklı değil midir? Geleneksel kabulü savunanlara şunu sormak gerekmez mi? Kur'an'ı ramazan ayında indirdiğini bildiren Rabbim 26 gün niçin hiç ayet göndermemiştir??!!
26 gün niçin, neyi beklemiş olabilir? Daha doğrusu beklemiş midir.?
Kadir gecesinin yıl dönümlerini anmak, ihya etmek istiyorsak, ramazan ayında her gece Kur’an okumaya, ayetler üzerinde düşünmeye, tefekkür etmeye, Kur’an’la bütünleşmeye çalışmalıyız. Aslında Kur’an okunan, vahyin mesajıyla buluşulan her an, her gece değerlidir, mübarektir, bereketlidir.
“.... bir
yerin ve bir zamanın şerefi ve önemi, fizik anlamda onun zaman ve mekan
oluşundan kaynaklanmaz. Bilakis o zaman ve mekan içinde meydana gelmiş ve
gelecek olan olaylar, Allah Teala’nın o zaman ve mekana tahsis ettiği ibadetler
gibi unsurlar sebebiyle değer kazanırlar. Sırf zaman ve mekan itibariyle bir
mükemmeliyet söz konusu olsa, kameri ayların (ay yılının ayları), 36 senede bir
güneş yılının bütün günlerini dolaştığı hatırlanınca güneş yılının sırasıyla
her gününde bir kadir gecesi yaşanmış olduğu görülür. İşte gören göz, işiten
kulak, hisseden kalp, düşünen akıl için “her
gece Kadirdir” düşüncesi bu gerçekten kaynaklanır...”
(Saim
Yeprem – Vatan Gazetesi – 14.08.2012)
Oruç (SAVM) tutmak üzerimize farz yazılmıştır. Ramazan ayını oruç tutarak geçirmek Allah'ın emridir. (Bakara-185) Diğer günlerde tutulan oruçlar nafile ibadet hükmündedir.
Savm: Nefsi, ihtirasları engellemek, dizginlemektir. Mümin her zaman nefsin kötü, olumsuz yönlendirmelerine/şeytana karşı koymalıdır, ihtiraslarını-arzularını dizginlemelidir. Bu sorumluluğumuz ramazan ayı boyunca yemeyi, içmeyi terk ederek, ibadete, takvaya daha fazla yönelerek görünür hale getirilir.
Diğer ibadetler gibi orucun da amacı: Bizleri kötülük ve çirkinliklerden uzak tutmak, takva ve sırati müstakime; aşırılıklardan arınmış, dosdoğru yola yöneltmektir.
Hastalık ve yolculuk halinde oruç tutulmayabilir. Sonradan tutulamayan gün sayısı kadar oruç tutulur. Orucunu bozanların 60 gün kefaret orucu tutması gerekmez.
Savm: Nefsi, ihtirasları engellemek, dizginlemektir. Mümin her zaman nefsin kötü, olumsuz yönlendirmelerine/şeytana karşı koymalıdır, ihtiraslarını-arzularını dizginlemelidir. Bu sorumluluğumuz ramazan ayı boyunca yemeyi, içmeyi terk ederek, ibadete, takvaya daha fazla yönelerek görünür hale getirilir.
Diğer ibadetler gibi orucun da amacı: Bizleri kötülük ve çirkinliklerden uzak tutmak, takva ve sırati müstakime; aşırılıklardan arınmış, dosdoğru yola yöneltmektir.
Hastalık ve yolculuk halinde oruç tutulmayabilir. Sonradan tutulamayan gün sayısı kadar oruç tutulur. Orucunu bozanların 60 gün kefaret orucu tutması gerekmez.
Oruca zorlukla dayananlar ise her
gün için bir yoksulu doyuracak kadar fidye verirler ve oruç
tutmayabilirler.
Zorluk hali keyfi olmamalıdır. Yaşlılık, daimi hastalık, hamilelik, loğusalık veya aşırı fiziksel efor
sarf edilen işlerde çalışanlar ile cerrahlık, pilotluk gibi
hayati sorumluluk üstlenilen işleri, meslekleri icra edenler için zorluk hali söz konusu olabilir. (Bakara-183, 184, 185, 187)
Saygılarımla,
VEDAT AKBAŞAK
kuranpenceresinden@hotmail.com