KISAS: Haklı sebep olmaksızın cana kıymak büyük günahtır. Kim bir insanı haklı sebep olmaksızın kasten
öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir, cezası içinde ebedi kalacağı
cehennemdir, Allah onu lanetlemiştir. (Nisa-92,
93 Maide-32 İsra-33)
Haklı sebepler: 1- Kısas (Bakara-178) 2-Terör,
bozgunculuk, eşkiyalık, fitne-fesat (Maide-33)
Fitne ve bozgunculuk cinayetten beterdir. (Bakara-102) 3- Savaş halidir. ( Muhammed-4)
“Allah’ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken
kıymayın. Kim haksızlıkla öldürülürse,
onun velisine söz hakkı vermişizdir..” (İsra-33)
“Cana can, göze göz, buruna burun,
kulağa kulak, dişe diş...” (Maide-45)
Haksız yere cana kıymak bütün insanları öldürmek gibidir.
(Maide-32)
Bu kişilerin ahiretteki mekanları, içinde uzun süre
kalacakları cehennem olacaktır.
Allah onları lanetlemiştir ve onlar için büyük bir azap
hazırlamıştır.. (Nisa-93)
İdam cezası olmalıdır ve gerektiğinde uygulanmalıdır. Ülke
yöneticileri tarafından çıkarılan af kanunları
kasten, planlayarak cana kıyanları ve terör suçlarını
kapsamamalıdır..
Kasıt unsurunun olmadığı durumda örfe uygun olarak diyet ödenmesi
gerekir. Diyet ödeme imkanı
olmayan oruç kefaretini (peş peşe iki ay) yerine
getirilmesi gerekir. (Nisa-92)
Katilin ölen kişinin yakınları
tarafından affedilmesi ve kısastan vazgeçilmesinin günahlara kefaret
olacağı bildirilmiştir. Böylece kısasın uygulanması değil,
affetmek özendirilmiştir. (Maide-45)
“Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir
kötülüktür. Fakat affedenlerin
mükafatını Allah verir..”
(Şura-40)
“Affetmeyi esas al..” (Araf-199)
“Sabredip bağışlayan bilsin ki bu,
işlerin en zorlularındandır..” (Şura-43)
Affetmek
bazen insana çok zor gelebilir ama affetmek mümin için onur ve yüceliktir. (Nisa-149
Maide-45 ) Aliimran suresi 133, 134. ve
Şura suresi 37. ayetlerinde takva sahiplerinin “öfkelerini yutan” insanları affeden kişiler oldukları
bildirilmiştir. Fussilet suresi 34. ve 35. ayetlerinde kötülüğü en güzel
tavırla savanların “büyük nasip sahipleri” oldukları bildirilir. Nur suresi
126. ayetinde ise, kötülüklere karşı sabretmemizin-affetmemizin daha hayırlı
olacağı bildirilir. Allah affetmeyi sevenleri sever; affetmeyi sevenler O’nun
lütfuna mazhar olurlar. Günahları,
hataları affedilir, bağışlanır...
100 SOPA: Zina suçunun cezası zina edenin tenine 100 kez sopayla vurmaktır. (Nur-2)
Bu cezanın uygulanması dört şahit şartına bağlanmıştır.
Böylece en azından bu ayıbın, günahın alenen işlenmesinin önüne geçilmek
istenmiştir.
Dört şahit olmaksızın bir kadına zina suçu isnat etmenin
cezası 80 değnektir. Ayrıca bu kişilerin bir daha şahitlikleri, şehadetleri
kabul edilmez ve artık onlar fasık kimselerdir. Yalan söylemek münafıklığın
belirtisidir. (Nisa-4)
Eşinden şüphelenen kişi, zinayı ispat için yanında dört
kişiyle dolaşması gerekir. Veya dört tanığı olmayan erkeklerin karısının zina
yaptığına dair Allah adına dört kere yemin etmeleri sonra da eğer yalan
söylüyorlarsa Allah’ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesi gerekir.
(Nur-6, 7)
Buna karşılık kocası tarafından zina ile itham edilen
kadının, kocasının yalan söylediğine, yalan yere yemin ettiğine dair dört defa yemin
etmesi ve sonra da kocası doğru söylüyorsa Allah’ın azabının kendi üzerine
olmasını dilemesi cezayı düşürür. (Nur-8, 9) Bu durumda kadına değil yüz sopa
bir sopa bile vurulamaz. Görüldüğü gibi zina suçunun ıspatı ve 100 değnek
cezasının uygulanması çok zor şartlara bağlanmıştır. Recm cezası ise,
israiliyat kaynaklıdır ve tamamen Kur’an dışıdır....
EL KESME: Hırsızlık suçunun cezasının,
hırsızın elini kesmek olduğu bildirilmiştir. (Maide-38)
Ancak bir sonraki ayette bu suçu işledikten sonra tövbe edenlerin ve
ıslah olanların bağışlanacağı, affedileceği bildirilmiştir. “Islah olma” bir
süreç-zaman gerektirir. Tövbe eden ve ıslah sürecine giren suçluların ellerinin
kesilmesi söz konusu değildir.
El kesme cezası cahiliye döneminde yaygın
olarak uygulanıyordu ancak İslam dünyasında hiçbir dönemde yaygın olarak
uygulanmamıştır.
Hz. Ömer Arabistan’da kuraklık, kıtlık yaşanan bir dönemde
bu cezayı uygulamamıştır.
Toplumsal yardımlaşmanın, arttırılmasını emretmiştir.
Kainat var olduğu sürece belki milyarlarca yıl alemlere
rahmet ve rehber olacak İslam dinini
asan, kesen, şiddeti, kan akıtmayı teşvik eden bir din gibi göstermeye kimsenin
hakkı yoktur.
Kur’an bu konularda oldukça geniş uygulama alanları
oluşturacak esnek hükümler bildirmiştir.
Zina ve hırsızlık suçlarına karşı bildirilen hükümler
“vesail” vesile-aracı hükümlerdir. Amaç insanları
bu suçlardan
uzaklaştırmaktır. Vesail hükümler yaşanan şartlara ve zamana göre kamu
otoritesi tarafından tespit edilip uygulanır.
Bir ülkede el kesme cezası uygulanacaksa öncelikle yetim
hakkı yiyen, toplanan sadakaları, fitreleri
zimmetine geçiren, kamu malını talan eden, yolsuzluk yapan, milyon dolarları evlerinde, ayakkabı
kutularında, para kasalarında istifleyen idarecilerin,
siyasetçilerin elleri kesilmelidir.
Rüşvet olarak yedi yüz bin dolarlık saat alanların elleri, kolları kesilmelidir.
Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK
kuranpenceresinden@hotmail.com