16 Temmuz 2015 Perşembe

ŞEYTAN Nedir? Kimdir?

İblis veya şeytan, insanlar ve cinler gibi ayrı müstakil varlıklar değildir. Bunlar insanlardan da, cinlerden de olabilir. (Nas suresi) Şeytan insanlara ve peygamberlere düşmandır.

Allah insanı en güzel biçimde yaratmıştır, şan ve şeref sahibi kılmıştır.  (Tin-4 Şura-70) Ona akıl ve özgür irade vermiştir. Aklını, iradesini olumlu veya olumsuz yönde kullanmasında herhangi bir limit, sınırlama getirmemiştir. İnsan aklını, iradesini iyi yönde de; kötü yönde de sınırsızca kullanabilir. (Şems-8, 9) Aklını, iradesini fıtratına uygun olarak iyi, olumlu yönde kullanan-salih amel işleyen Allah dostları; Allah’ın şefaatine, rızasına, hoşnutluğuna mazhar olmayı umarlar.  İnsanın aklını, iradesini olumsuz yönde kullanması ve nefsin hevasına, olumsuz yönlendirmelerine uyması; kibir, gurur, dünyevi nimetlere, zevklere düşkünlük, nankörlük, sabırsızlık, tahammülsüzlük gibi zaaflar şeytani yönelişlerdir, tavırlardır..

ŞEYTAN: Bir varlık değil, bir sıfattır.  Kötülüğü emreden nefsin sıfatıdır. (Nefs-i Emmare- Kötülüğü, şerri emreden nefis.Bkz:Yusuf-53)
Nefs kendisine kötülük ve edepsizlik telkin eden şeytanın baskısı altındadır. (Bakara-169)
Baskıya boyun eğen nefis şeytanın dostu-şeytan evliyası olur. Aşağıların en aşağısı olur. (Tin-5)
Şeytan sinsi ve yalancıdır. (İbrahim-22) İnsanlara korku vermeye çalışır. (Aliimran-175) 
Fitne,  bozgunculuk yapar. (İsra-53 Maide-91)
Son derece aşırı, her türlü beşeri değerlerden uzak “yok artık, bu kadar da olmaz”dediğimiz tavırlarla,  olaylarla karşılaştığımızda hayretle irkilmemiz, tepki göstermemiz doğaldır; ancak bilinmelidir ki insan fıtratı bu aşırılıkları yapmaya da müsaittir.

İBLİS: Nefsi devamlı münkeri, şerri emreden, gerçeğe karşı çıkan, kötü, çirkin yönelişler, tavırlar içinde olan aşağıların en aşağısı olan kişidir. (Tin-5)Devamlı kötülük yapan; Hak’tan, adaletten uzak ve kibirli, zalim kişilere halk arasında da iblis denir. Kur’an, şeytan ve iblisi ayni özelliklere, fonksiyona sahip varlık olarak tanıtır.

“Ey iman edenler! şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder..” (Nur-21) 
“Hiç kuşkusuz şeytan, insan için açık bir düşmandır..” (Yusuf-5)
“... cinlerin ve insanların şeytanlarını her peygambere düşman yaptık..” (Enam-112)

Şeytanın kullandığı insanlar Kur’an’da “şeytanın evliyası-dostu” veya “şeytanın orduları” 
(Şuara-95) diye anılmıştır. Şeytan evliyaları Allah ile aldatmanın öncüleridir.

“Onlar, Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar..” (A’raf-30)
Sömürgeci emperyalist ülkeler  ve onların işbirlikçileri; cemaatler, dinci siyasi akımlar, ırkçı, etnik bölücü terör örgütleri şeytanın ordularıdırlar..
                                                                                       
TAĞUT: Hak, hukuk gözetmeyen, haddi aşan, düşmanlıkta, haram yemede yarışan, (Maide-62) Allah’ın hükümleri yerine kendi çıkarlarına uygun kurallar koyan ve insanları kendi kurallarına uymaya zorlayan gözü kararmış, kalbi mühürlenmiş herkestir. Nefsin negatif yöndeki serüveninin son durağı tağutlaşmadır. 
İşte Kur’an’ın Fravun ile sempolize ettiği kafir, fasık, zalim dikta heveslisi yöneticilerin varacakları son durak bu TAĞUT durağıdır. 

“Tağut’a (münafık, azgına, zorboya) kulluk etmekten kaçınan ve Allah’a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı..” (Zümer-17)
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır..” (Nisa-76)

Şeytanın bir özelliği de Ademoğluna-insana secde etmeyi-saygı göstermeyi reddetmesidir. (Bakara-34)
Şeytanlaşmış nefisler insana-halka saygı duymazlar, özgürlükleri kısıtlarlar, baskı, zulüm yaparlar.
Müminlerin şeytanın;  şeytana uyan nefislerin  şerrinde korunmak için ilahi anlamda Allah’a sığınmaktan başka çareleri yoktur.  (A’raf-200 Nahl-98  Müminun-97)
Dünyevi anlamda ise, şeytanlaşmış nefislerden, diktatörlerden korunmanın tek çaresi laiklik ilkesidir..  

Siyasi, askeri, maddi ve manevi güç bir kişi veye zümrede toplandığı zaman egemenlik kurma isteği, adaletsizlik, baskı, sömürü, aşırılık, azgınlık (bağy) kaçınılmaz olur. (Naziat-17) Kişi kendi egosunu Tanrı’laştırır, heva ve hevesinin tutsağı olur. Tarih boyunca ve günümüzde Allah’ın indirdiğiyle, Kur’an hükümleriyle hükmetmeyen kendi çıkarlarına uygun din anlayışını egemen kılmak isteyen, dini saltanat ve sömürü; zulüm ve baskı  aracı yapmak isteyen dinciler, siyasi akımlar, teokratik dikta temsilcileri, heveslileri ve destekçileri; başka bir tanımlamayla kapitalizmin ve emperyalizmin temsilcileri ile destekçileri hiç şüphesiz Firavun’un izini takip eden kâfirler, zalimler, fasıklardır. (Maide- 44, 45, 47)


Kur’an diktatörleri Firavun ile sempolize eder. 
Firavun’un din adamları, ruhbanları-Ahbar’larıBelam’ları varmış; silahlı gücü, ordu komutanları-Haman’ları varmış; servetinin, hazinesinin bekçileri- Karun’ları varmış.
Tarih boyunca bütün diktatörlerin bir  Ahbar’ı, Haman’ı, Karun’u olmuştur. 
Bunlar birbirlerinin alternatifi olan paralel güçler değildir. Bunlar birbirlerini tamamlayarak, işbirliği yaparak, şer ittifakı kurarak halkı sömürmüşlerdir.  Ama unutmamak gerekir, her Firavun’un bir Musa’sı da olmuştur..
Firavun’un takipçisi olan diktatörler halkı sömürmekle kalmayıp;  insanları doğru yoldan uzaklaştırmaya, Allah’ın mesajını gizlemeye, kendi çarpık düşüncelerini halka dikte etmeye çalışmışlardır.
.....Firavun şöyle dedi: “Ben size kendi fikrimden başkasını göstermem..” (Mumin-29)

Kur’an, Firavun’u- diktatörleri lanetlemiştir. 
“Kıyamet günü yardım göremeyeceklerdir. Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık..”
(Kasas-41,  42)

Saygılarımla.
VEDAT AKBAŞAK

kuranpenceresinden@hotmail.com

                                                                                  

Hiç yorum yok:

SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....