“Allah’tır O. İlah yok O’ndan
başka. Esmaül Hüsna, en güzel isimler O’nundur.” (Ta Ha – 8)
ALLAH........... : Kur’an’da sıfat isimleriyle bildirilen
yetkilere, niteliklere sahip olan tek ilahi
kudret..
Afüvv.............:
Affeden, günahları, hataları bağışlayan.
Ahad..............:
Tek olan.
Ahir................:
Sonu olmayan.
A’la................:
En yüce.
A’lem.............:
En iyi bilen.
Alim...............:
Tüm bilgilerin kaynağı, her şeyi
bilen.
Aliyy...............:
Yüceliğin kaynağı ve sahibi.
Azim...............:
Ululuğun kaynağı ve sahibi.
Aziz................:
Güç, kudret ve onurun kaynağı ve sahibi.
Bari................:
Var
eden, varoluşu yöneten.
Basir..............:
Her şeyi gören.
Batın..............: Manevi değerleri, güçleri yaratan.
Bedi...............
: Var
eden, güzellikle donatan.
Berr................: Cömert, iyilik ve lütfu sonsuz olan.
Cami...............:
Toplayan, bir araya getiren.
Cebbar...........:
Zorlayan, zorla yaptıran.
Ekrem.............:
Cömertliği, lütfu sonsuz olan.
Evvel..............
: İlk, başlangıç.
Falık...............
: Yeni bir şey yaratan.
Fatır................:
Yeni varlık ve oluşları var eden,
yaratan.
Fettah............: Zafer,
başarı ve kolaylık sağlayan.
Gaffar.............: Günahları affeden.
Gafir...............:
Bağışlayıcı.
Gafur..............:
Sürekli olarak günahları affeden.
Galip...............:
Galip gelen.
Gani................:
Zenginliği sınırsız olan.
Haalik.............:
Yaratan, var eden.
Habir..............:
Her şeyden haberdar olan.
Hadi................:
Hidayet veren, doğruya ve güzele yönelten.
Hafiy..............: Lütufkar.
Hafız..............:
Koruyan, her şeyi hafızasında
tutan.
Hafiz..............:
Koruyup gözeten. Her şeyi kontrolü
altında tutan.
Hakim............: Tüm hikmetlerin kaynağı, her yaptığında bir
hikmet bulunan.
Hakk..............:
Gerçeğin, hakkın, hukukun kaynağı
ve belirleyicisi.
Halim.............:
Davranışlarında şevkatli olan.
Sertlikten uzak.
Hallak............:
Yaratışı sürekli olan. Yeni
boyutlar, türler oluşturan.
Hamid............:
Her türlü övgünün sahibi olan.
Dilediğini öven.
Hasib.............:
En iyi ve en hasas biçimde hesap
soran. İnce hesaba uygun vareden.
Hayy..............:
Sürekli diri olan. Hayatın
kaynağı olan.
İlah................:
Tapılmaya layık tek kudret.
Kaadir............:
Kudretin kaynağı ve sahibi.
Kaahir............:
Yarattıkları üzerinde hüküm ve egemenlik
kuran.
Kadir..............:
Gücü her şeye, her yere ulaşan,
her şeyi yapabilen.
Kafi................:
Her şeye yeten, her türlü
ihtiyaca cevap veren.
Kahhar..........:
Buyruklarına karşı çıkanları
cezalandıran.
Karib..............:
Çok yakında olan. Kullarına şah
damarlarından daha yakın olan.
Kavi...............:
Çok güçlü olan, gücünü
kullanan.
Kayyum.........:
Kudretin kaynağı.
Kebir.............:
En büyük olan.
Kerim............:
Lütfu bol olan. Özgürlüklerin
kaynağı olan.
Kuddus.........:
Tüm noksanlıklardan arınmış,
tüm yüceliklerle donanmış.
Latif...............:
Gözle görülemeyen-manevi lütufları çok olan.
Malik.............:
Sahip olan.
Mecid............: Ulu ve cömert olan.
Melik.............:
Güç, saltanat ve yönetimin en yüce sahibi.
Melîk.............:
Güç ve saltanatı istediğine
veren.
Metin.............:
Dayanıklı, güçlü, zorlu.
Mevla............:
Sevdiklerini koruyup gözeten.
Yardımcı olan.
Mucib............:
Kullarının istek ve dualarına
cevap veren.
Muhit............:
Her şeyi çepeçevre kuşatan.
Muhyi............:
Yaratan, hayat veren.
Mukit................: Yarattıklarını
besleyen, doyuran.
Muktedir..........:
Gücünden, yarattıklarına nasip veren.
Her şeye gücü yeten.
Musavvir..........: Görünüşü,
şekli rengi ahenkli olarak veren, yaratan.
Müheymin........: Hükmü altında tutan. Belirlenen
ölçülere uygunluğu denetleyen.
Mümin..........
.. : İnanan, güvenen, iman’a ulaştıran.
Müstean........
.: Kendisinden
yardım ve destek istenen.
Müteal..............:
İnsan
idrakinin ulaşamıyacağı yerde olan.
Mütekebbir.......:
Ululuk ve yüceliğin kaynağı olan.
Nasir..................:
Yardım eden, yardımcı olan.
Nur....................:
Işık, aydınlık, erdirişin kaynağı.
Rab....................:
Besleyip, eğiten, terbiye eden,
tekabüle yönlendiren.
Rahim................:
Şefkati sınırsız olan. Acıyan,
koruyan.
Rahman.............:
Merhamet eden, bağışlayan. Lütfu,
iyiliği sınırsız olan.
Rakib.................:
Kontrol eden, gözleyip gözeten.
Rauf..................:
Acıma, şefkat ve esirgemesi
sınırsız olan.
Refi...................:
Yüceliğin sahibi, dilediğini
dilediği makama çıkaran.
Rezzak..............:
Yarattığı tüm varlıkların
rızıklarını bol bol veren.
Samed...............:
Tüm övgülerin, duaların yöneldiği
kudret.
Selam................: Esenlik, barış, huzur, güven ve mutluluğun
kaynağı.
Semi..................:
Her şeyi işiten, duyan.
Şakir..................:
Şükredenleri duyan ve onları
ödüllendiren.
Şehid.................:
En yüce tanık. Her şeyi gören,
gözeten.
Şekur................
: Bütün şükürlerin yöneldiği
kudret. Şükredenlere daha fazlasını
veren.
Tevvab.............
: Tövbeleri kabul eden. Tövbe nasip eden.
Vahhab..............:
Bağışı sınırsız olan.
Vahid.................:
Sıfatlarında,
özelliklerinde, yetkilerinde tek olan. Tek otorite sahibi olan.
Varis...................:
Bütün
mülk ve saltanatların, sonunda kendine teslim edildiği kudret.
Vasi....................:
Varlığı
sürekli genişleten. Yaratışı dilediği şekilde arttıran.
Vedud................:
Sevginin kaynağı olan. Seven, sevdiren.
Vekil...................:
Gücü ve yönetimi kullanan. Vekalet eden.
Veli.....................:
Dost, yardımcı, destek veren.
Zahir..................:
Tüm yarattıklarında, kendisinden görünebilir
izler, işaretler bulunan.
Yüce
Yaratıcımızı tanımak, kudretini anlamak, ve anmak-zikretmek için O’nun sıfat
isimleri üzerinde derin, derin düşünmeli-tefekkür etmeliyiz.
“Kur’an’ın zikri, Müslümanın Allah’ı
hatırlaması, O’nu içinde ve yanında
hissetmesi, O’nun kulluk ve itaat edilmesi gereken yegane ilah, her yerde ve
her zaman kendisini gözeten uyarıcısı olduğunu asla aklından çıkarmaması ve
davranışlarını bu bilinç doğrultusunda yönlendirmesi için emredilmişken,
tasavvuf ve tarikatlarde genellikle içeriksiz bir formalite, bir merasim-ayin, hatta zaman zaman bir gösteri halini almış ve
Kur’an amacından çloğunlukla uzaklaşılmıştır.
Allah’ı anma konusunda düzeltilmesi
gereken en ciddi yanlış, Allah’ın adlarının veya birtakım ibarelerin bilinçli
veya bilinçsiz manasını bilip bilmeksizin tekrarlanmasının İslam’ın ve
Kur’an’ın istediği zikir zannedilmesidir. Halbuki Allah’ı
zikretmede-anmada-hatırlamada esas olan şekil değil özdür, söz değil fikir ve
tefekkürdür, Allah bilincidir, bu bilinci canlı tutmak için ön görülmüş bir
uygulamadır.”
(Hayri Kırbaşoğlu
– Ahir Zaman İlmihali – S:185)
Saygılar.
VEDAT AKBAŞAK
kuranpenceresinden@hotmail.com