9 Mart 2018 Cuma

GÜNCELLEME GEREKLİDİR


Allah’ın sözlerini, Kur’an’ın hükümlerini insanlar değiştiremez.
Dinde güncelleme, reform-değiştirerek yeniden yapılandırma söz konusu olamaz.
İslam’ın reforma ihtiyacı yoktur. İslam’ın kitabı Kur’an’da bir deformasyon-değişme, bozulma
söz konusu değildir ki, dinde reformasyon-restarasyon yeniden yapılandırma söz konusu olsun.
Ayni şekilde dinini sadece Kur’an’a bağlı olarak yaşayan müminlerin de inançlarında, iman anlayışlarında reforma veya restarasyona ihtiyaç yoktur.
Ancak, İslam dünyasında yaşanan Allah’ın emirleri hilafında mezheplere bölünme; mezhep kabullerinin, örflerin, adetlerin, bid’adların dine ilave edilmesi. Emevilerin dini saltanat çıkarlarının, sömürünün aracı yapması. Mistik, politeist - panteist kültürlerin ve kadim felsefelerin tasavvuf aracılığıyla yaptığı tahribat ile sasani, şaman kalıntısı hurafeler, aslında asırlar önce başlayıp günümüze kadar süren Kur’an’dan uzaklaşma ve İslam ümmetinin dini algılamasında,  inanç anlayışında yaşanan  NEGATİF anlamda bir değişim-reforum sürecidir..

İslam’da, Kur’an’da değil; Müslüman ümmetin din- inanç anlayışında büyük ölçüde bir deformasyon, tahrifat, bozulma söz konusudur. Din anlayışlarını sadece Kur’an hükümlerine göre oluşturmayan mezhepçi; tarikatçi, cemaatçi Müslümanların din- inanç anlayışlarında güncellemeye, reforma ihtiyaç vardır.
Bazı kafaların Kur’an endeksli  restorasyona; yeniden yapılanmaya, yenilenmeye, ıslaha, ihyaya ve nihayet Kur’an’a dönüşe ihtiyaç vardır.

Beşeri unsurların dine müdahalesi devam ettiği sürece ümmetin din anlayışındaki deformasyon
süreci devam edecektir. İslam ümmeti bu olumsuz süreci bir an önce sonlandırmalı ve sadece
Kur’an’a tabi olmalıdır.
“Bunların içlerinden bir fırka vardır ki, Allah’ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, akletmelerinin
  ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı..” (Bakara-75)

Yapmamız gereken: Din anlayışımızı tevhid inancına göre yeniden yapılandırmaktır.
Din anlayışımızı sadece Kur’an hükümlerine ve  Hz. peygamberimizin sünnetine-dini yaşama şekline göre oluşturmaktır. Dinimizi hurafelerden ve cehaletin dayanışmasından korumaktır.  
Rivayetleri, mezhep kabullerini, Arap kültürünü, şeriatını, eski toplumların adetlerini, örflerini,
fıkhını dinin bir parçası saymamaktır. Her türlü hurafe ve  bid’adlar ile şirk unsurları yok saymaktır.
Öze, Kur’an’a dönüş yaparak, Hz. peygamberimizin yaptığı gibi dini  sadece Kur’an hükümlerine tabi olarak ve Allah’a teslim olarak yaşamaktır..
Bizlerin inancını istismar etmek isteyen siyasetçilere, dincilere, yobazlara fırsat vermemeliyiz.
İslam’ın, Kur’an’ın öğrenilmesi, sevilmesi, yayılması için gayret sarfetmeliyiz..
Bu yöndeki gayretler popülist bir hareket veya dinde reform arayışı değildir.
Müslümanların din anlayışında, yaşayışında ortaya çıkan defarmasyonu, tahrifatı, bozulmayı düzeltme, reforme etme amacıyla yapılan çalışmalardır. Rivayetlere ve mezhep şeriatlarına endeksli din anlayışından Kur’an hükümlerine endeksli din anlayışına dönme çabasıdır.

‘‘Kur’an’a yönelmek bir fantezi ya da bir moda değildir. Evrensel ve kalıcı boyutları olan ciddi bir iştir..’’  (Abdülaziz Bayındır-Din ve Devlet İlişkileri S: 34)

Eskinin yanına yeniyi koymak reform değildir. Yeni fikirleri eskilerin yanına koyarak, eskileri yenilerle desteklemek, yeniyi eskiye göre anlamak eskinin devamı olur. Oysa din anlayışında reform yapılmak isteniyorsa, eskiyi yeniye göre anlamaya çalışmak gerekir. Ancak bu şekilde eskinin yanlışı anlaşılır ve düzeltilir.

“Din­de ye­ni­den ya­pı­lan­ma­nın zorunlu ilk adımı, dine sokulmuş yalanların ve dinleştirilmiş örflerin din bünyesinden temizlenmesidir. Bu temizleme gerçekleştirilmeden işe yarar bir içtihat veya tecdit mümkün değildir. Çünkü geniş anlamlarıyla içtihat da tecdit de dinsel vahiylerin yorumundan ibarettir. Bu yorumun hayır getirmesi için öncelikle din adı verilecek temel verilerin ortaya çıkarılması gerekir. Din patenti yapıştırılmış ama aslında din olmayan kabullerin din diye yorumlanmasının götüreceği sonuç ağır bir aldanıştan başka ne olabilir?" (Yaşar Nuri Öztürk - Yurt Gazetesi – 31 03. 2013)

Saygılarımla,
VEDAT AKBAŞAK..


SADECE İSLAM DİNDİR..

  Su insanlar için en önemli nimetlerden biridir; elbette temiz, doğal olan su. Suyu içeriz, yemek çorba yaparız, temizlik işlerimizde vs....